Rabbinin cömertliğinde sınır yoktur.

12.02.13

اقْرَأْ وَرَبُّكَ الْأَكْرَمُ ﴿﴾ الَّذِي عَلَّمَ بِالْقَلَمِ ﴿﴾ عَلَّمَ الْإِنْسَانَ مَا لَمْ يَعْلَمْ

Oku çünkü senin Rabbi'nin cömertliğinde sınır yoktur. O kalemle öğreten, İnsana bilmediklerini öğretendir (Alak 96/3-5)

 

Simdi bu ayetleri tekrar ederek anlamaya çalışalım.

„Oku, çünkü senin Rabbinin cömertliginde sınır yoktur“. Evet ilk inen beş ayette "oku" kavramının ikinci defa tekrar edilmesi ne kadar manidardır? „Senin Rabbin“ ifadesinde de açıkca anlaşılan şu ki Allahımız kulu ile ne kadarda senli benli ve adeta kulu ile konuşuyor. „Cömertliğinde sınır yoktur“ ifadesi ise Rabbimizi tanıtıyor. Evet Yüce Allahımız yarttığı, varlık alemine gönderdiği varlıklara, mahlukata vede özellikle insan oğluna karşı cömertliği sınırsrızdır. Fakat yalnız cömertliği değil, nimetleride sınırsız o yüceler yücesi Allahın. Evet  O, sonsuz ve sınırsız nimetlerini hep insana ikram ediyor.

 

وَآتَاكُمْ مِنْ كُلِّ مَا سَأَلْتُمُوهُ ۚ وَإِنْ تَعُدُّوا نِعْمَتَ اللَّهِ لَا تُحْصُوهَا ۗ إِنَّ الْإِنْسَانَ لَظَلُومٌ كَفَّارٌ  

…Eğer Allahın nimetlerini saymaya kalkışsanız sayamazsınız... (Ibrahim 14/34 Diyanet İşleri meali)


Nimet kelimesinin sözlük anlamı: İyilik, İhsan, Lutuf, Hayırlı hal, Servet, varlık, yiyecek ve içecek şeyler, Ekmek. (Temel Büyük Türkçe sözlük.S. 602.D.Mehmet Doğan). Bu tariften yola çıktığımız zaman görüyoruz ki aklımız, beynimiz, kaşımız gözümüz, burnumuz kulağımız, midemiz, elimiz ayağımız ve sair azalarımız, ve dış dünyaya baktığımız da hava, su, toprak, yiyecek ve içeceklerimizin tamamı, güneş ve diger gezegenler bütün bunlar ve daha sayamadıklarımız Allahımızın bizlere sınırsızca ikram ettiği nimetleridr. Bütün bu nimetleri veren Allah bu nimetleri nasıl kullanacağımızı da öğretmek için Kur'an ve islamı bizlere nimet olarak bahşetmiştir. Allah teala insan oğluna verdiği nimetleri hatırlamamızı ve şükretmemizi emrediyor. Bunun için şu ayetleri okuyalım:


وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللَّهِ جَمِيعًا وَلَا تَفَرَّقُوا ۚ وَاذْكُرُوا نِعْمَتَ اللَّهِ عَلَيْكُمْ إِذْ كُنْتُمْ أَعْدَاءً فَأَلَّفَ بَيْنَ قُلُوبِكُمْ فَأَصْبَحْتُمْ بِنِعْمَتِهِ إِخْوَانًا وَكُنْتُمْ عَلَىٰ شَفَا حُفْرَةٍ مِنَ النَّارِ فَأَنْقَذَكُمْ مِنْهَا ۗ كَذَٰلِكَ يُبَيِّنُ اللَّهُ لَكُمْ آيَاتِهِ لَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ  

 Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O’nun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. (Al-i Imran 3/103 Diyanet İşleri meali) 


Allah ın size olan nimetini hatırlayın. (Al-i Imran 3/103 Diyanet İşleri meali)

  

Başka bir ayette ise:


يَا بَنِي إِسْرَائِيلَ اذْكُرُوا نِعْمَتِيَ الَّتِي أَنْعَمْتُ عَلَيْكُمْ وَأَوْفُوا بِعَهْدِي أُوفِ بِعَهْدِكُمْ وَإِيَّايَ فَارْهَبُونِ

Size verdiğim nimeti hatırlayın. Bana verdiğiniz sözü yerine getirin ki ben de size verdiğim sözü yerine getireyim. Yalnız benden korkun. (Bakara 2/40 Diyanet İşleri meali)

 

Allah'ın nimetlerini anmak insanın kurtuluşudur aynı zamanda,ayette şöyle buyrulur.


أَوَعَجِبْتُمْ أَنْ جَاءَكُمْ ذِكْرٌ مِنْ رَبِّكُمْ عَلَىٰ رَجُلٍ مِنْكُمْ لِيُنْذِرَكُمْ ۚ وَاذْكُرُوا إِذْ جَعَلَكُمْ خُلَفَاءَ مِنْ بَعْدِ قَوْمِ نُوحٍ وَزَادَكُمْ فِي الْخَلْقِ بَسْطَةً ۖ فَاذْكُرُوا آلَاءَ اللَّهِ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ

Allah’ın nimetlerini hatırlayın ki kurtuluşa eresiniz. (Araf 7/69 Diyanet İşleri meali)

 

 Başka bir ayeti kerimede ise Allahın nimetlerini hatırlamanın ve şükretmenin, İnsanın kurtuluşuna (7/69),  Nimetin artmasına sebep sayılırken, o nimetlere nankörlük edilmesinin azap vesilesi olduğunu görüyoruz. İlgili ayet şöyledir:


وَإِذْ تَأَذَّنَ رَبُّكُمْ لَئِنْ شَكَرْتُمْ لَأَزِيدَنَّكُمْ ۖ وَلَئِنْ كَفَرْتُمْ إِنَّ عَذَابِي لَشَدِيدٌ

Hani Rabbiniz şöyle duyurmuştu: “Andolsun, eğer şükrederseniz elbette size nimetimi artırırım. Eğer nankörlük ederseniz, hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir.” (Ibrahim 14/7 Diyanet İşleri meali) 


Demek oluyor ki nimetlerin kıymetini bilmek ve şükrünü eda etmek hem nimetleri artırır hemde mutluluğumuzu, aksi durumda ise, hem nimetler elimizden çıkar hemde dünyevi ve uhrevi anlamda azapla karşı karşıya kalırız. Öyle ise ey insan!


  • İlk tanıman gereken varlık Allah'tır. Onu tanımanın en önemli delillerinden  biri de onun cömertliginde sınır olmadığını bilmektir. 
  • Allah odur ki yarattığı nimetlerin sayılması mümkün değildir. 
  • Allahın nimetlerini anmak ve Allah'a şükretmek, O nu tanımaya götürür. O'nu tanıyan insan mutlu olur, hayatın tadını alır. 
  • O'nun nimetlerini andığı ve teşekkür ettiği oranda hem nimetleri hemde mutluluğu artacaktır.
  • O'nu ve nimetlerini anmamak teşekkür etmemek ise nimetlerin azalmasına sebep olur. Mutlulugu kaybeder, Azabı hak eder.
  • O halde mutluluk da mutsuzluk da insanın kendi iradesinin sonucudur. şükreden mutlu ,nankörlük eden mutsuz olur. 

Yolun açık olsun....

Dizayn ve yayın : Şükür kandemir

Kommentar schreiben

Kommentare: 0