Vahiy Kültürü Konferanslari Cüz 21.

07.11.2010

 

ANA BAŞLIKLARDAN BAZILARI:

 

  1. Batıla iman edip Allah gerçeğini örtbas edenler Sahte ve hormonlu bir din üretirler. (Ankebut 52,67,68)
  2. Cennet köşklerine yerleşecek olanlar kimler? (Ankebut 57,59)
  3. Kendi eliyle kendi sonunu hazırlayan insan dünyanın dengesini nasıl bozdı? (Rum 36,41)
  4. Lokman (A.S)dan ölümsüz öğütler. (Lokman 13,19)

 

 

 

1) Batıla İMAN edip Allah gerçeğini örtbas edenler sahte ve hormonlu din üretirler.

 

وَالَّذِينَ آمَنُوا بِالْبَاطِلِ وَكَفَرُوا بِاللَّهِ أُوْلَئِكَ هُمُ الْخَاسِرُونَ   (Ankebut52)

Batıla inanıp Allah’ı inkâr edenler var ya; işte onlar asıl ziyana uğrayanlardır.”

( Diyanet meali , Ankebut 52)

 

Geçersiz ve uydurma şeylere inananlara ve bu suretle Allah'ı inkara şartlanmış olanlara gelince; işte ziyanda olanlar onlardır!" (M.ESED meali , Ankebut 52)

 

BATIL: Hakkın dışında olan, Yok olmaya mahkum, Saçma , boş, Çürük. İnsan bir şeye inanmak zorunda.Ya hakka, ya batıla! Eğer hakka İman etmiş ise o z aman batıla inanmaz. Batıla iman etmişse işte o zaman da, Hakka, gerçeğe inanmaz ve o’’ HAKKI ve GERÇEĞİ’’ Örtmeye çalışır.

Hakkı gerçeği ve doğruyu yok etmeyi ibadet zanneder. (Bakara:187 ve Maide: 87.Ayetin tefs.bak.)

Böylece ibadetlere hormon vererek hem orjinali bozuyor, hemde çok ibadet yaptığını ve sevabının çok olacağını zannediyor. Keyfiyet yerini kemmiyete bırakıyor. Bu ise başka bir felaketi tetikliyor.

 

KEYFİYET: Nasıllık, Kalite, Saglamlık, dogruluk, İşe yararlık gibi degerler.

 

KEMMİYET: Çok olsun: Kalite önemli degil, Çok olsun: Nasıl olması önemli değil. Çok olsun, işe yarayıp yaramaması önemli değil. fazla mal göz çıkarmaz gibi lafların tuzağına düşmüşlük. Sağlam, işe yarar bir arabamı? Hurdalık olmuş 10 arabamı İYİ? Natural ve sağlam 1 kilo meyvemi?hormonlu 10 kilo meyvemi? Beş bin euro mu? yoksa beş milyon sahte euro iyi? Allah’ın emrettiği gibi, Peygamberimizin uyguladığı gibi, zamanında samimi, gösterişten uzak bir İBADET Mİ? Yoksa İhlas ve samimiyetten uzak, gösteriş ve riya kokan, hikmetin ve amacın ne olduğunu bile bilmeden yapılan çok çok İBADET Mİ? Daha iyi. Hormonlu ve genleri bozulmuş yiyecekler nasıl vucutta ‘’kanser’’ üretiyorsa, Hormonlu, hurafelerle göze hoş görünen ve kalitesiz bir ibadette aynen öyle Dinde kanser meydana getiriyor.

 

HURAFE: Din adına ileri sürülüp benimsenen batıl inanç ve uygulamalara denir. Genel olarak hurafe akla ve gerçeğe uymayan her türlü söz ve davranışa denir. Hurafe bilgisizliğin ve karanlığın dinidir. Hurafe akıl ve doğru bilginin olmadığı her yerde vardır. Hurafenin en çok hoşuna giden şey; Tembellik, Cahillik, Kolaycılık, aklı kiraya vermek, Körü körüne taklit etmek gelir. Hurafenin düşmanları: Çalışkanlık, sağlam bilgi, gerçeği araştırmak ve aklı kullanmaktır

 

SONUÇ : Haddi aşmayın

 

وَلاَ تَعْتَدُواْ إِنَّ اللّهَ لاَ يُحِبُّ الْمُعْتَدِينَ ( Maide 87)

Zira Allah haddi aşanları, aşırı gidenleri sevmez. (Maide 87)

 

Peygamberimiz de şöyle buyurur : “Aşırı gidenler helak olmuşlardır.“

 

 

 

2) Cennet köşklerine kimler yerleşecek ?

 

Kur’anı okurken şunu görüyoruz.Yüce Allah iyilik edenleri ödüllendiriyor. Yeter ki insan samimi bir biçimde iylik adına bir şeyler yapsın.

 

İşte ayetlerimiz :

 

 

كُلُّ نَفْسٍ ذَائِقَةُ الْمَوْتِ ثُمَّ اِلَيْنَا تُرْجَعُونَ (Ankebut 57)

Her can ölümü tadacaktır (ve) sonunda herkes dönüp Bize gelecektir. (Ankebut 57)

 

 

 وَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَنُبَوِّئَنَّهُم مِّنَ الْجَنَّةِ غُرَفًا تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا نِعْمَ أَجْرُ الْعَامِلِينَ (Ankebut 58)

İman edip doğru ve yararlı işler yapanları, mesken olarak, altlarından ırmaklar akan cennetteki köşklere koyacağız; ne güzel, emek sarfedenlere verilen ödül!

(Ankebut 58)

 

 

الَّذِينَ صَبَرُوا وَعَلَى رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَ (Ankebut 59)

Sıkıntılara karşı sabırlı olanlara ve yalnız Rablerine güvenenlere! (Ankebut 59)

 

 

 

İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanları, altlarından ırmaklar akan cennetin görkemli odalarına yerleştireceğiz. Sürekli kalacaklardır orada. Ne güzeldir iş yapıp değer üretenlerin ödülü! (Ankebut 58)

 

 

3) Kendi eliyle kendi sonunu hazırlayan insan dünyanın dengesini nasıl bozdu?

 

Nasıl bozuldu? Hele biraz düşünelim. Hep beraber düşünelim.Tek tek düşünelim.

A. Hurafe ile itikadını imanını bozdu insan Önce.

B. Genleri bozarak ve hormon verek yiyecekleride bozdu.

C. Kimyasal atıklarla bilinçsizce tüketimle ,bitmez tikenmez bir hırsla dünyanın dengesinide bozdu.

 

İşte ayetler:

 

  ظَهَرَ الْفَسَادُ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ بِمَا كَسَبَتْ أَيْدِي النَّاسِ لِيُذِيقَهُم بَعْضَ الَّذِي عَمِلُوا لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ (Rum 41)

  İnsanların elleriyle işledikleri (bilgisizce) işlerden, fenalıklardan dolayı karada ve denizde fesâd ortaya çıktı. Allah da, belki (pişmanlık duyup) dönerler diye işlediklerinin bir kısmının (cezasını) onlara (Dünya'da) tattıracak. (Rum 41)

 

(Ayrica Rum 36. Ayete Bkz.)

 

 

Allah, yeri ve gökleri eşsiz bir nizam, ölçü ve uyum içinde yaratmıştır. Yeryüzünün düzenini ve huzuru bozan insandır. Kur'an, fesadın her türünün insanın eseri olduğunu açıkça belirtir.

(Bkz. 2/Bakara, 30)

 

FESAD: bozulma, kokuşma, itidalden çıkma anlamlarına gelir.

 

IFSAD: Bozmak, fesad çıkarmak, ifsad etmek, itidalden (dengeden, faydalı ve âdil olmaktan) çıkarmak, kokuşturmak demektir. Faydalanılan bir şeyin bozulmasına fesad; bunun zıddına da

 

ÖRNEK: Elbise her hangi bir sebepten dolayı bozuldu ne olur??? Çok şahne bir yemek yaptık ama buz dolabına koymayı unuttuk.

 

Soru : ne olur o güzel yemek? O yemeği yersek ne olur?

Cevap : Şifa olması gereken yemek ZEHİR olur!

 

Peki toplum bozulursa ne olur? Toplum neden bozulur? Peki din bozulursa ne olur. Peki deniz bozulursa ne olur.? Kara bozulursa ne olur? Güneş ay dengesini kaybederse ne olur?

 

 

4) Lokman ( a.s) dan ölümsüz öğütler.

 

Hz.Lokman burada oğluna nasihatlarda bulunuyor. Aslında bu bir eğitim projesidir. Yüce Rabbimiz bu projeyi ktabında ölümsüzleştirdiğine göre, anlıyoruz ki çok önemli bir eğitim politikası ve projesi.

 

  وَإِذْ قَالَ لُقْمَانُ لِابْنِهِ وَهُوَ يَعِظُهُ يَا بُنَيَّ لَا تُشْرِكْ بِاللَّهِ إِنَّ الشِّرْكَ لَظُلْمٌ عَظِيمٌ (Lokman 13)

Lokman, oğluna öğüt verirken şöyle konuştu: "Ey Benim sevgili oğlum! Allah'tan başkasına ilahi sıfatlar yakıştırma! Bil ki, böyle (düzmece) ortaklık yakıştırmalar, gerçekten büyük bir zulümdür! (Lokman 13)

 

 يَا بُنَيَّ إِنَّهَا إِن تَكُ مِثْقَالَ حَبَّةٍ مِّنْ خَرْدَلٍ فَتَكُن فِي صَخْرَةٍ أَوْ فِي السَّمَاوَاتِ أَوْ فِي الْأَرْضِ يَأْتِ بِهَا اللَّهُ إِنَّ اللَّهَ لَطِيفٌ خَبِيرٌ

(Lokman 16)

 Lukmân yine oğluna dedi ki:) Oğulcağızım ! (İşlediğin iyilik olsun, kötülük olsun) bir hardal tanesi ağırlığınca bile olsa ve o bir kayanın İçinde veya göklerde ya da yerde bu lunsa, mutlaka Allah onu getirir (ortaya kor). Şüphesiz ki Allah en ince, en gizli şeyleri bilendir, her şeyden haberlidir.

(Lokman 16)

 

يَا بُنَیَّ اَقِمِ الصَّلٰوةَ وَاْمُرْ بِالْمَعْرُوفِ وَانْهَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَاصْبِرْ عَلٰى مَا اَصَابَكَ اِنَّ ذٰلِكَ مِنْ عَزْمِ الْاُمُورِ (Lokman 17)

Oğulcağızım! Namazı dosdoğru kıl, (dince, akılca, sağlam örfçe) uygun olanı emret, kötü olanlardan da men'et. Başına gelene sabret. Şüphesiz ki bunlar azmedilmeğe değer işlerdendir (Lokman 17)

 

وَلَا تُصَعِّرْ خَدَّكَ لِلنَّاسِ وَلَا تَمْشِ فِى الْاَرْضِ مَرَحًا اِنَّ اللّٰهَ لَا يُحِبُّ كُلَّ مُخْتَالٍ فَخُورٍ (Lokman 18)

İnsanlardan (büyüklük taslayarak) yüzünü çevirme; yeryüzünde çalımlı çalımlı yürüme. Şüphesiz ki Allah, her böbürlenen kendini be ğenmişi sevmez.(Lokman 18)

 

 

Önce Allah bilinci : Allah bilncini anlatan en güzel cümlelerden biri Ezandır.

 

Ezan şu sözlerden oluşur:

"Allahu ekber" (Allah en büyüktür )
"Eşhedu en lâ ilahe illallah" (Allah'tan baksa tanrı olmadığına şehadet ederim )

"Eşhedu enne Muhammeder Rasûlullah" (Muhammed'in Allah'ın elçisi olduğuna şehadet ederim)
"Hayye ale's-salah" (haydi namaza iki defa)
"Hayye ale'l-felah" (haydi kurtulusa)
"Allahu ekber" (Allah en büyüktür)
"Lâ ilahe illallah" (Allah'tan baksa tanrı yoktur).

 

 İkinci olarak : Yapılan hiçbir şey karşılıksız kalmayacak,Allah bü-tün sırları dahi bilir.

 

Üçüncü olarak : Ey yavrucuğum! Namazında kararlılık göster, doğru ve yararlı olanı emret, kötü ve eğriden vazgeçir, başına gelebilecek her (belaya) sabırla katlan: bu, azim ve kararlılık gösterilmeye değer bir şeydir!

 

Dördüncü oalarak : "(Yersiz) bir gurura kapılarak insanlara üstünlük taslama ve yeryüzünde küstahça gezip durma! Unutma ki Allah, böbürlenerek küstahlık yapanları sevmez.

 

Beşinci olarak : "Davranışlarında ölçülü ve dengeli ol, sesini yükseltme: çünkü, unutma ki, seslerin en çirkini eşeğin anırmasıdır.

 

Hazırlayan : Mehmet KILAVUZ

kuran konferansi21 yazi.pdf
Adobe Acrobat Dokument 174.1 KB

Yorum Yaz

Kommentar schreiben

Kommentare: 0